2 Ocak 2010 Cumartesi

Osama (2003)

Bir rejim/ülke düşünün, kadın ya da kız olmanız yasak. Doğuştan mağlupsunuz. Tanrı sizi erkek yaratmadıysa siz suçlusunuz (!) ve bu suç size ait. Kadınsanız, çalışmanız yasak, yanınızda erkek olmadan dışarı çıkmanız yasak (erkek de ya kocanız olacak, ya babanız, ya kardeşiniz ya da oğlunuz, başka türlüsü yasak), erkeğinizin yanında konuşmanız yasak (konuşmanız zaten yasak ya neyse), hakkınızı aramanız yasak. Kadınsanız, türbanı hatta çarşafı geçtim, burka giymek zorundasınız, zira gözlerinizin bile görünmesi yasak, düğün yapmanız ve/veya eğlenmeniz yasak. Yaşınız fark etmiyor, 10 yaşındaki kız olsanız da 60’ında nine olsanız da. Kadınsanız değersizsiniz kısaca. Ha bu arada, eğer evinizde erkek yoksa, misal kocanız da kardeşiniz de babanız da öldü, oğlunuz da olmadı veya öldü, e o zaman evinizde oturup gebermeyi bekleyeceksiniz. Neden mi, çünkü erkeğiniz olmadığından evden dışarı adım atamasınız, çalışmanızsa zaten yasak... İşte böyle bir rejimi anlatıyor Osama filmi.

Tahmin edileceği üzere Osama filmi, Taliban rejimini, Taliban İslamını (sözde İslam ama İslam ile ilgisi yok, Yazar Murat Yatağanbaba'nın deyimiyle "yoğurt bulaşığı kadar bile bir alakası/benzerliği olmayan" bir İslam), Taliban dönemi Afganistanını ve Afgan kadınların çektiği sıkıntıyı anlatıyor. Yönetmen Siddiq Barmak, hikâyesini, 12 yaşındaki bir Afgan kızının ve ailesinin yaşadıkları üzerinden kurguluyor ve anlatıyor. Yönetmen film üzerinden adeta “Oh, kurtulduk senden Taliban” diyor.

Filmin Konusu

Filmin odağındaki 12 yaşındaki kız, annesi ve anneannesi ile yaşamaktadır. Annesi bir hastanede doktordur. Ancak Taliban hastaneyi kapatır. Bunun üzerine, hastanedeyken ilgilendiği, ağır hasta olan yaşlı bir adama evinde bakmaya başlar ama onun da yaşamı uzun sürmez. Böylece büsbütün işsiz kalır. Kadının kocası ve erkek kardeşi savaşta hayatlarını kaybeder. Kız-anne-anneanne üçlüsünden oluşan ailenin aç kalmaması için önlerinde tek bir çare vardır: Kızın erkek kılığına sokularak çalışması. Bunun için kızın saçları kesilir, ölen babasının elbiseleri ise ona uygun olacak şekilde kısaltılır, daraltılır. Öncesinde güzel bir kız olan genç kızı, artık erkek kılığında görüyoruz. (Kızımız gerçekten erkeğe benzetilmiş, yönetmeni ve ekibi tebrik etmek gerek.) Tanıdıkları bir sütçüde çalışmaya başlayan kızımız artık eve ekmek getirmektedir ama gerek Taliban askerleri tarafından fark edilme ve öldürülme gerekse de Taliban’ın kadınlara uyguladığı baskının etkisinden dolayı içinde bir korku vardır.

Kızımız artık bir erkektir. Erkeklerle beraber namaza gitmektedir (sıkıysa gitmesin!). Ardından ise Taliban tüm erkek çocuklarını İslami eğitim (!) vermek üzere toplar. Tabii katılım mecburidir ve ailelerden oğulları zorla kopartılır. Tabii sıkıysa gelmesin ve sıkıysa ailesi izin vermesin! Neyse, orada eğitim görürken arkadaşları onun kız olduğundan şüphelenmiştir, zira her şeyi erkeğe benzese de ses faktörü devreye girer. Onu önceden de tanıyan bir çocuk onun erkek olduğunu ve adının “Osama” olduğunu söyler. Ancak şüpheler ayyuka çıkınca, Talibanlar test yapar: Osama’nın ellerini bağlar ve onu kuyudan aşağı sarkıtır. Uzunca süre beklettikten sonra (işkenceden sonra) çekerler ve şeyh (artık nasıl anladıysa) karşıdan bakarak onun kız olduğunu anlar. Hemen doğru hapse tabii. Ardından cezası infaz edilecekken bir şeyh onunla evleneceğini söyler ve bağışlanır. Ama Osama için başka bir cezadır bu, 12’lik kızın neredeyse 70’lik adama eş olarak verilmesi. İstemez, ağlar ama nafile. Eve gelince, şeyhin hanımları kızımızı hazırlar istemeye istemeye çünkü Taliban’dan da şeyhten de nefret ederler, kızımıza acırlar. Ancak şeyhimiz Osama’yla gerdeğe girer. Ardından şeyhin bir keyif görüntüsü vardır ki “mutsuz son” kabilinden.

Ayrıntılar ve Ek Bilgiler

Filmde bazı ayrıntılar var ki insanı gerçekten çıldırtacak cinsten. Anneyi, baktığı adamın oğlu eve getirirken Talibanlar durdurunca eşi olduğunu söyler mecburen. Talibanlar bunu yer ama anneye (zaten mecburen kapalı olan anneye) ayaklarını da örtmesini söylerler. Neymiş, tahrik olan çıkabilirmiş. Bir düğün sahnesi var, sadece gelin ve kadınlar var, eğleniyorlar. Talibanlar evi basınca tefler saklanır, herkes burkaya bürünür ve ev matem evine döner, ev sahibi annesinin öldüğü yalanını söyler zira. Mesela bir ceza sahnesi vardır. Halk meydandadır. İlk suçlu, kamera ile çekim yapmıştır. Şeyh bakar kameraya ve idam hükmünü verir. İkinci suçlu ise yabancı bir kadındır ve Allah’a sözde küfretmiştir, hatta şahitler bile vardır. Cezası da taşlanarak ölümdür. Yalnız, bu esnada, halkın arasında iki kişinin konuşması dikkat çekicidir: “- Şahit nerede? – Allah bilir.” Dikkatimi çeken diğer bir husus da evlenen kadınların makyaj yapması oldu çünkü filmde sadece iki kişi makyajlı; ilk düğün sahnesindeki kadın ve evlendiği gün Osama, hatta Osama’nın makyajını şeyhin eşleri yapıyor.

Filmde kadınlar haklı olarak Taliban’dan, şeyhlerden nefret etmektedirler. Zaman zaman “neden kadın oldum”, “Allah benim belamı versin/vermiş”, “Allah canımı alsın” şeklinde serzenişler ve dualar işitmekteyiz.

Barmak’ın yönettiği Osama filmi, izlediğim ilk Afgan yapımı film (gerçi film salt Afgan yapımı değil, Afganistan-Japonya-Hollanda-İrlanda-İran ortak yapımı diye geçiyor ama olsun). Bununla birlikte Afganistan ve Afgan halkı ile ilgili izlediğim ilk film olma özelliğine de sahip film. Film aynı zamanda, kendi ülkesinde Taliban rejiminden sonraki ilk film olma özelliğini taşıyor çünkü Taliban zamanında kamera, sinema, vb. şeyler yasaktı.

Son olarak şunu belirtmek istiyorum ki yönetmen Siddiq Barmak iyi bir yönetim sergilemiş, yönetmenliğini beğendim ve hikâyesini iyi kurgulamış/anlatmış. Bununla birlikte filmin başrol oyuncusu Marina Golbahari (başta kendisi olmak üzere, anne rolündeki kadın ve diğer birçok oyuncu profesyonel oyuncu değil ve yönetmen tarafından Afgan sokaklarında rastgele keşfedilmiştir) iyi bir oyunculuk sergiliyor. İzlemenizi öneririm…


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ShareThis

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...