18 Ocak 2010 Pazartesi

Sevrci Soytarı Sahte Sol ve Ermeni Sorunu

Sevrci Soytarı Sahte Sol ve Ermeni Sorunu
Nurullah Ankut
Derleniş Yayınları
1. Baskı, İstanbul, Mart 2009
Türkçe, 301 Sayfa

Ermeni Soykırımı Sorunu, ülkemizin uluslararası alanda karşılaştığı önemli sorunlardandır. Bu doğrultuda her yıl, 24 Nisan tarihinde, sözde soykırım anılır, çeşitli ülkelerde anma törenleri yapılır. Hatta çeşitli ülke meclisleri bu sözde soykırımı tanımakta, hatta hatta Fransa ve İsviçre’de “Ermeni soykırımı olmamıştır.” demek bile bir suç oluşturmaktadır. Ülkemizin karşılaştığı bu sorun öyle bir hâl almıştır ki, adeta Türk olmak, Türk doğmak bir Ermeni soykırımcısı olmaktır. Üniversite 1. sınıftayken “Atatürk İlke ve İnkılâpları Tarihi” dersimize giren Dr. Gürcan Bozkır konuyla ilgili olarak, “Eğer Türk iseniz siz Ermeni soykırımcısısınız yabancıların ve özellikle de Batı’nın gözünde. Onun için bu konuyu çok iyi bilmelisiniz.” diyordu. Ama maalesef ülke ve halk olarak bu konuda çok iyi bir seviyede değiliz. Konuyla ilgili araştırmalar yapan insanlar dışında halk olarak, hele hele devlet olarak ancak 24 Nisan tarihinde, yabancı bir ülkede konuyla ilgili olan bir durum olduğunda veya içeriden birisi “Ermeni soykırımı oldu.” derse konu gündeme geliyor, birkaç gün sonra unutuluyor. Tutarlı bir politikamız ve yeterli bilgimiz yok maalesef. Girizgâh kısmını Türksolu Gazetesi’nin 266. sayısında (11-17 Ocak 2009) yer alan “Baskın Oran’ın Fransız Kızına Fransa’da Türk Muamelesi” başlıklı haberiyle kapatmak istiyorum: "Ermeni soykırımı olduğunu savunan Prof. Baskın Oran’ın Fransız vatandaşı kızı Sırma Oran Fransa’da Villeurbanne Belediye Meclisi seçimlerinde aday olmuş. Belediye Başkanı Jean-Paul Bret ilk önce Sırma Oran’dan Ermeni soykırımı konusundaki görüşlerini açıklamasını istemişti. Oran, böyle bir soykırımın olduğuna dair kuşku duymadığını söylemiş ve bu görüşünü Ermeni Cemaati temsilcisi huzurunda tekrarlamıştı. Bu kez Bret, Sırma Oran’ın Lyon’daki Ermeni soykırımı anıtı önünde saygı duruşunda bulunmasını şart koşmuştu. Ne kadar işbirlikçi de olsa bu kadarına dayanamayan Sırma Oran da ayrımcılık yapıldığı gerekçesiyle seçimlerde aday olmaktan vazgeçmiş ve Belediye Başkanı Jean-Paul Bret’ten davacı olmuştu.” (Ayrıntıları buradan okuyabilirsiniz.)

Ülkemizde Ermeni sorunu ile ilgili olarak birçok yayın yapılmakta, bunlardan birisi de Nurullah Ankut’a ait olan ve Derleniş Yayınları’ndan çıkan “Sevrci Soytarı Sahte Sol ve Ermeni Sorunu” isimli kitap. Kitap, Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) Genel Başkanı Nurullah Ankut’un, konuyla ilgili olarak, çeşitli zamanlarda yaptığı konuşmalarından ve Halkın Kurtuluş Yolu Gazetesi’nden yayınlanan yazılarından derlenerek oluşturulmuş. Kitap, adından da anlaşılacağı üzere Ermeni Soykırımı Sorunu’na değiniyor, bununla da kalmayıp ülke içinde ilgili soykırımı savunanları, özellikle sol kesimi eleştiriyor.

Nurullah Ankut, yaptığı çalışmalarda çeşitli belgelerden ve konuyla ilgili olarak yerli ve yabancı bilim adamlarının yaptığı bilimsel çalışmalardan faydalanıyor. Bu konuda özellikle yabancı çalışmalara daha fazla rağbet edildiğini görüyoruz. Ankut, belge babında Rus (gerek Bolşevik Devrimi öncesindeki Çarlık Rusyası, gerek SSCB, gerekse de günümüz Rusyası), Ermeni, İngiliz, Amerikan, Fransız, vb. arşivlerden faydalanıyor. Bu konuda, Dr. Mehmet Perinçek’in “Taşnak Partisi’nin Yapacağı Bir Şey Yok” (Ovannes Kaçaznuni, Kaynak Yayınları) isimli kitaba yazdığı önsözdeki bir ifadesini akla getiriyor: “Hep arşivden söz ediyoruz ve Osmanlı arşivinden bahsediyoruz. İyi de neden Rus arşivlerinden söz etmiyoruz. Sonuçta arşivse konu, o da arşiv.”

Nurullah Ankut, eserinde, 19. yüzyılın sonlarında başlayan ve günümüze kadar devam eden bu sorunun emperyalizmin bir eseri olduğunu vurguluyor. 19. yüzyılın sonlarında emperyalizmin kışkırtmasıyla isyanlarla başlayan sorunun 20. yüzyılın başında değişik bir şekilde devam ettiğini, ardından ise günümüzde boyut değiştirerek devam ettiğini vurguluyor. Aslında olayın basit bir şekilde çözülebileceğini ancak emperyalizmin ise hep olayı kaşıyarak ve olaya karışarak içinden çıkılmaz bir hâle getirdiğini vurguluyor.

Nurullah Ankut, kitapta yer verdiği, özellikle yabancı, bilimsel çalışmalarda ise olayın gerçekliğini göz önüne seriyor. Bu çalışmalarda, Ermeni soykırımı tezini bilimsel düzleme oturtan (!) bilim adamlarının kendi içindeki tezatlarını, itiraflarını, karşıt çalışmaları, Ermenilerin yaptıklarını göz önüne seriyor. Ankut, kitabında, herkesin ilgili dönemde Türklerin 1.000.000 kayıp verdiğini kabul ettiğini, ancak Ermenilerin kayıplarının önce 200-300 binken ardından 600.000’e, sonrasında 1.000.000’a ve şimdi de 1.500.000’a çıkartıldığını, hâlbuki Osmanlı’daki Ermeni sayısının 1.500.000’u bile bulmadığını belirtiyor.

Emperyalizme karşı olduğunu vurgulayan ancak bu konuda emperyalizmle işbirliği içindeki sol kesimi de eleştirmekten geri durmuyor Nurullah Ankut. Ankut, kitabında tarihsel gerçekliklerle birlikte günümüzdeki siyasal durumu da değerlendirerek Hrant Dink’in öldürülmesi, Ermenilerin Hocalı’da yaptığı Ermeni soykırımı, ASALA terör örgütü, Ermenistan’ın kur(dur)ulması, ülkelerin meclislerinin soykırımı tanıması, hatta Fransa ve İsviçre’nin inkarı suç sayması, ABD meclisi ve başkanının her yıl 24 Nisan’daki şantajcı tutumu gibi güncel ve siyasal konulara da yer veriyor.

Yazar Nurullah Ankut “Ortada bir soykırım yok, eğer bir şey varsa o da karşılıklı çatışmadır.” diyor. Bu konuda ise Yazar Murat Yatağanbaba’nın bir sözü akla geliyor: “Ortada bir soykırım yok. Bununla birlikte, sen şu kadar öldürdün, ben bu kadar demek de gereksiz. Kavgada yumruk sayılmaz.” Emperyalizmle birlikte Ermeni kesimini, ülkemizin tutumunu, soykırımı savunan sözde sol kesimi de eleştirdiği kitabı okumanızı öneririm.

Son sözüm: Pasif tutumumuz devam ettiği müddetçe, Afrika’daki en ilkel kabile bile bizi soykırımcı ilan eder. Ayrıca son yıllarda Pontus ve Süryani soykırımları yaptığımız da gündeme getirilmeye çalışıldı. Pasif tutumumuz devam ederse yakında Kızılderilileri bile bizim katlettiğimiz söylenirse sakın şaşırmayalım.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ShareThis

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...